Veriye Dayalı Karar Almanın Gücü !
- Derya YILDIRIM

- 22 Haz
- 1 dakikada okunur
Günümüz iş dünyasında İnsan Kaynakları , artık yalnızca işe alım ve bordro yönetimi gibi operasyonel süreçlerle sınırlı bir alan olmaktan çıkmıştır. Veriye dayalı karar alma yetkinliğiyle güçlenen İK departmanları, kurum stratejilerine doğrudan katkı sunan stratejik iş ortakları haline gelmiştir.

Bu dönüşümün temelinde ise İK analitiği yer almaktadır.
İK analitiği, çalışanlara ilişkin verilerin toplanması, analiz edilmesi ve bu verilerden anlamlı içgörüler üretilmesini sağlayan sistematik bir yaklaşımdır. Bu sayede şirketler; işe alım süreçlerini optimize edebilir, çalışan bağlılığını artırabilir ve performans yönetimini daha objektif bir yapıya kavuşturabilir.
Veriye dayalı karar almanın en güçlü yönlerinden biri ise öngörü yeteneğidir. Örneğin, yüksek performans gösteren çalışanların ortak özellikleri analiz edilerek benzer profilde adaylara odaklanılabilir. Benzer şekilde, işten ayrılma riski taşıyan çalışanlar önceden tespit edilerek gerekli aksiyonlar zamanında alınabilir.
İK analitiği, yalnızca büyük ölçekli şirketlere özgü bir uygulama değildir. Günümüzde bulut tabanlı İK çözümleri sayesinde orta ve küçük ölçekli işletmeler de bu analitik yaklaşımları etkin biçimde kullanabilir hâle gelmiştir. Bu da her ölçekteki kurum için önemli bir rekabet avantajı sağlar.
Veriye dayalı kararlar; sezgiye dayalı yaklaşımlara kıyasla daha güvenilir, sürdürülebilir ve ölçülebilirdir. İK analitiğini kurum kültürünün bir parçası haline getirmek, hem çalışan deneyimini geliştirir hem de yöneticilere stratejik bir yol haritası sunar.
Ancak unutulmamalıdır ki, veriye sahip olmak tek başına yeterli değildir. Bu verilerin doğru şekilde analiz edilmesi ve elde edilen içgörülerin aksiyona dönüştürülmesi, analitik sürecin gerçek değerini ortaya çıkarır. Bu nedenle İK analitiği, yalnızca teknik bir yetkinlik değil; aynı zamanda uzun vadeli stratejik bir yatırım olarak görülmelidir.





Yorumlar